28 Mayıs 2008 Çarşamba

...Hasan Sabbah, HaşHaşiler...

-Hasan Sabbah-

Hasan Sabbah'ın (1032-1124) özgürlükçü, barışçıl, eşitlik ve paylaşımcılık temelleri üzerine kurduğu Alamut Devleti, 167 yıl hüküm sürmüştü. Alamut, Pamir'den güneydoğu Akdeniz kıyılarına ve Filistin'e kadar uzanan geniş Ortadoğu coğrafyası içinde, 300'e ulaştığı bilinen Baş Dai'lerin yönetiminde, ortaklaşa çalışarak, aynı kazandan yeniden, özel mülkiyetin olmadığı kale yerleşim birimleri "Darül Hicar"lardan (Göçmenevleri, Göçmenler yurdu) oluşan bir devletti.
Hasan Sabbah, düşmanların iddia ettiği gibi kale devletinde ne katiller (assasins) ve suikastçılar yetiştirmiş ne de uyuşturucu cenneti yaratmıştı. Hasan Sabbah esasen tarihi belgelerde savaştan kaçınan bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat düşmanlarının (Sünnî Bağdat Halifeleri, Selçuklu Sultanları, Haçlılar, Moğollar) sayıca üstün oluşları, O'nun Alamut'ta savunma amaçlı bir gerilla tanıtma fikrine götürmüştür. Hasan Sabbah'ın seçkin savaşçılardan oluşan bir silahlı birlik (Fedain) yetiştirdiği anlaşılıyor. Bu "Fedailer" iddiaların aksine, yalnızca bölge halklarına zulmeden baskıcı yöneticilere suikastler düzenlemişlerdi.
Hasan Sabbah ve Alamut, geleceğe bakarken üzerinde daha çok düşünmemiz gereken bir tarihin adı...



-Fedailer(Suikastçiler,Assassins)-

Bu kez derviş kılığındaydı fedailer. Musul Ulucamii'nde kimsenin kuşkusunu uyandırmadan, bir köşede cuma namazını kılıyorlardı. Musul ve Halep'in Türk Emiri El Porsuki de namaz kılanlar arasındaydı. Etrafı tepeden tırnağa silahlı adamlarla çevriliydi. Ne bir kılıcın, ne de bıçağın delebileceği örme bir zırh giyiyordu. Ama bunlar işe yaramadı. Derviş kılığındaki fedailer, zehirli bir bıçak ile emirin boğazını kestiler. İsteseler camideki panikten yararlanıp kaçabilirlerdi ama buna yeltenmediler bile. Sanki namazdan kalkmış gibi sakin, mutlu ve sevinç içinde ölümü karşıladılar. Emirin muhafızları onları oracıkta parçaladı.

Haşhaşilerin dehşet uyandıran bu cinayeti ne ilk, ne de sondu. Örgütün İslam dünyasını altüst eden ilk eylemi 1092'de gerçekleşmişti. Hedef, adıyla bile Selçuklu İmparatorluğu'nu simgeleyen 75 yaşındaki vezirdi: Nizamülmülk, yani"devletin düzeni". Yıllardır fedailerin hedef aldığı hiç kimse, onların elinden kurtulmayı başaramamıştı. Sultanlar, halifeler, vezirler, emirler, komutanlar bıçak darbeleri altında can vermişti. Fedailerin en zor cinayetleri işlemekle kalmayıp, soğukkanlılıkla ölümü beklemeleri, o çağ insanlarının kanını donduruyor, cinayetin yarattığı dehşet duygusunu katbekat artırıyordu ve böylece amaçlarına çok daha rahat ulaşıyorlardı, ölüm onlar için problem değildi çünkü onların inancı hiç kimsede yoktu...

CERN'de Yazın Yapılacak Deney...


Dünyanın en büyük nükleer fizik araştırma merkezi CERN’de evrenin oluşumunu yeniden canlandırma deneyi Temmuz‘da yapılacak. Türkiye, CERN’e tam üyelik yolunda ilk adımı haftaya işbirliği anlaşmasıyla atıyor.

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), Isparta’daki faciada hayatını kaybeden 6 Türk bilimadamının da katkıda bulunduğu dünyanın en önemli nükleer fizik deneyi için geri sayıma başladı. Türkiye, kaybettiği 6 önemli bilimadamının uğraş verdiği bu projeye tam üyelik yolunda ilk adım olarak 14 Nisan’da CERN’le işbirliği anlaşması imzalayacak. Halen CERN’de gözlemci olarak görev yapan Türk bilimadamlarına, deney sürecinde yenileri katılacak ve bilimsel sonuçları Türkiye ile paylaşılacak.

İKİ ÜLKENİN ALTINDA ‘DERİN’ DENEY

CERN, İsviçre’nin Fransa sınırındaki Cenevre kentinde iki ülke sınırının yaklaşık 100 metre altında kurulu dünyanın en büyük fizik laboratuvarı. Large Hadron Collider (LHC) ‘Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ için büyük bölümü Fransa topraklarının altında 27 kilometrelik çember tünel kazıldı. Tünellerin içine yerleştirilen çelik borunun içi, yine CERN’de geliştirilen güçlü elektromıknatıslarla kaplandı. Bu mıknatıslarla oluşturulan manyetik alan, boru hattının içindeki küçük çaplı bir kanalda ters yönlerden harekete geçirilecek protonların belirlenen yörüngede yol almasını ve belirlenen noktalarda çarpışmasını sağlayacak. Çarpışma noktalarındaki verilerin bilgisayara aktarılabilmesi için, ‘mutlak sıfır’ sayılan -273 Calvin derecenin 2 derece üstünde (-271 Calvin derece) ’süper iletken’ haline gelen özel kablolar geliştirildi. Protonların yol alacağı kalan kanalın, 140 bin ton sıvılaştırılmış helyum gazıyla soğutulması işlemine de başlandı.

EVRENİN OLUŞUMU GÖZLENECEK

Çarpışma anının, evrenin oluşumunun başladığı varsayılan ‘büyük patlama’nın küçük boyutta bir benzerini gözlemleme imkanı vermesi bekleniyor. Patlama sırasında, bugüne kadar gözlemlenemeyen iki parçacığın da ortaya çıkması bekleniyor: İngiliz fizikçi Higgs’in adını taşıyan ve maddeye kütlesini veren ‘Higgs’ parçacığı ve evrenin büyük kısmını oluşturduğu düşünülen ‘karanlık madde’…

SANİYEDE 40 MİLYON FOTOĞRAF

Patlama anını gözlemlemek için elektronik ve manyetik flitrelerle donatılmış dev modüller inşa edildi. Bu modüllerde toplanacak veriler, 150 milyon kanaldan saniyede 40 milyon kez görüntülenecek ve bu görüntüler, GRID ağındaki veri işleme yeteneği bakımından dünyanın en büyük bilgisayarları arasında bulunan CERN bilgi işlem merkezinde ön işlemeden geçirilerek 200′e indirilecek; asıl araştırmalar bu veriler üzerinde yapılacak. Higgs parçacığının, saniyenin 10 üzeri - 30′da biri kadar bir zaman aralığında ve ancak başka parçacıklara ayrışmasıyla gözlemlenmesi bekleniyor.

9 MİLYAR DOLAR HARCANDI

Çarpışma deneyi için 14 yılda bilimadamları, araştırmacılar ve öğrencilerin yanısıra mühendisler, kaynakçılar, marangozlar ve işçilerden oluşan yüzlerce kişilik ordu yılın 12 ayı çalıştı. Yer altındaki 27 kilometrelik tünel ile birlikte bugüne kadar 8 milyar dolar harcandı.

İLK ÇARPIŞMA TEMMUZDA

Teknik çalışmaların tamamlanmasıyla tüneller ziyaretçilere kapatıldı. Deneyler sırasında ortaya çıkacak radyoaktivite nedeniyle tünellere fizikçiler de bir süre giremeyecek. CERN bilim direktörü Jos Engelen, “LHC’nin haziran sonuna doğru hazır olmasını, ilk çarpışmayı da temmuz ortasına kadar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu deneyler sonunda çok heyecan verici yeni bulguların ortaya çıkacağından eminiz” diyor.

YENİ ŞAFAK